Aylar Sonra
Bu blogu açarken Youtube hesabım yoktu. Orayı açtıktan sonra anlatmak istediklerimi videolarla anlatmaya başladım. Burayı da boşladım. Söylemek istediklerimi Instagram hesabımdan söyledim. Buraya yazacak bir şey kalmadı gibi oldu. Ancak hala varmış ki bu saatte oturdum bunu yazıyorum. (saat 00.09)
Blog bayağı trafik alıyormuş, ona da şaşırdım. Demek ki buradan duymak isteyen bir kitle hala var. E peki o halde. Arada bir burada buluşalım. Tabii önce birkaç düzenleme yapmam lazım.
Bir ara websitesi kurup 'powered by blogger' yazısından ve blospot.com uzantısından kurtulsam mı diye düşündüm ama ilk heves başlayıp sonra bırakmaktan korktum. Hala muswib için yapmam gereken bir websitesi olduğunu varsayarsak kendi özel siteme zaman ayırmam biraz ayıp olur. Muswib nedir derseniz, şudur: https://www.instagram.com/muswib
Bu yazıyı yayınladıktan sonra Görkem gelip bana bizim bloga niye yazmıyorsun diye kızacak. Aylardır resimlemem gereken yazısını resimlemiyorum. Ben artık her şeyi erteleyen ve bundan rahatsız olmayan biriyim. Merak ederseniz Görkem'le yaşatmaya çalıştığımız blog da şu: https://palettenhikayeler.wordpress.com
Bu ay Ruh Sağlığı Farkındalık Ayıymış. Özel gün ve haftaları çok takip eden birisi değilim ama bu ay bana bir şeyler söyleme gereği hissettiriyor. Size bir ara içimdekileri söyleyeceğim. Ruh sağlığının ne derece önemli olduğundan, kimsenin kimsenin duygularını dikkate almadığından, stresin ve bizi strese sokan insanların sağlığımıza etkisinden bahsedeceğim. Ruh sağlığının belki de beden sağlığından daha mühim olduğunu söyleyeceğim. Ne kadar komplike olduğundan, işin 'don't worry, be happy' ile bitmediğinden, 'psikolojiktir' kelimesinin ne kadar yanlış algılandığından yakınacağım. İnternete saldığımız cümlelerimizin insanları ne kadar yaraladığından ve buna hiç hakkımız olmadığından bahsedeceğim. (Korkmayın linç yemedim.)
Şimdi gidiyorum, sonra geleceğim.

Yorumlar
Yorum Gönder