Mart 2022: Güven

Geçen senenin Mart ayında ne yazacağımı bilememiştim. Bu sene de öyle olacak gibi duruyor. Mart ayım sönük geçiyor sanırım.

Bu aralar üst üste bir şeyleri başaramıyorum. Umutlanıyorum, puf diye sönüyor. Beklentisiz yaşayası geliyor insanın ama o da hiç keyifli değil.

Bu ay herkesi memnun edemeyeceğimi, her durumda aynı insan olamayacağımı ve bununla barışık yaşamam gerektiğini, ayrıca kendimi fazlaca sorgulamayı bırakmam gerektiği (arada sorgulamak iyidir) daha fazla anladım.

Ayrıca ben özgeciyim diye herkesten öyle olmasını beklememem gerektiğini de anladım. Yani anladım sayılır. Anlamak uygulamaya koymaya yetmiyor.

Baharı beklerken kar yağdı. Yine de güzel geldi. Tabii yılın ilk karı kadar keyifli değil ama beyazlık -başında çatısı olana- huzur veriyor.

Bu ay fark ettim ki hayatımın birkaç kilit olayında hep ailem ya da arkadaşlarım tarafından iteklenmişim. Ürküp kaçacakken destek bulmuşum. O an bu iteklenmeden daraldığımı hatırlıyorum ama şu an düşününce ne güzel yapmışlar diyorum.

Bu ay Telefondaki Dost ve Tırmanış radyo tiyatrolarını dinledim. Sonunda Sait Faik'in Alemdağ'da Var Bir Yılan kitabını bitirdim.  Ayrıca Mustafa Kutlu'nun Yoksulluk İçimizde ve James Clear'ın Atomik Alışkanlıklar'ını bitirdim. Youtube'da defter turu videosu paylaştım.

Bu ay günlerimin sakin geçmeyeceğini kabullendim.

 

Yorumlar