Ocak 2024: Tekrar


Üşengeçlikten aylık blog tutmayı bırakmak istedim. Hem bırakırsam içimdeki yazma duygusunu giderebileceğim başka yöntemler bulacağımı düşündüm. Hep buldum çünkü, duygumu bir şekilde, bir yerlerde, neredeyse estetik tatmin uyandıracak şekilde yansıttım. Sonra blogu bırakma fikrinden vazgeçtim. Hayatımı düzenli olarak dökümente etmeye devam etmeliyim. Zamanda çentik atmazsam ne yaşadığımı anlamıyorum. 


Bu ay diş plaklarım çıktı. Hiç planda yokken önüme sunulan, sonradan iyi ki başlamışım dediğim bir tedavi oldu.
Madem kendime çekidüzen veriyorum, o halde yemeklerle olan ilişkimi de düzenleyeyim diyerek aburcuburu ve hamurişini kestiğim bir diyete girdim. Canımın en ufak sıkılmasında mutluluğu paketli gıdalarda bulmaktan zihinsel ve bedensel olarak yorulmuştum. Bağımlılığımı ortadan kaldırıp kendimi resetleyince denge kurmaya yoğunlaşacağım. Ya hep, ya hiç yerine canımın çektiği şeyi az yemeği öğreneceğim.


Bu ay haftasonları kısık seste Chopin dinleyip kitap okumaya sardım. Haftaiçi oradan oraya koşturmak ve duygusal "roller coaster" yaşamak zihnimi yoruyor. Yavaşlamayı da öğreniyorum. Çünkü bedenim yaş aldıkça yavaşladığında ruhumla çatışsın istemiyorum. 


Bu ay iki arkadaşımla ayrı zamanlarda Haliç turu yaptım. Letting Go kitabını bitirdim. Bensiz yürüyen Tiktok'uma sanırım geri döndüm. Aylar sonra Youtube'da video paylaştım. En önemlisi, geçen seneki Ocak'ın tekerrür ettiğine şahit oldum ama ben aynı ben değildim.




Yorumlar